Siber zorbalığa karşı bir cezai yaptırımın uygulanması için “siber zorbalık” tanımı içerisindeki fiilin öncelikle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve ilgili mevzuat bakımından “suç” teşkil eden bir fiil olması gerekiyor.
İntihara yönlendirme (Madde 84), Eziyet (Madde 96), Tehdit (Madde 106), Ayırımcılık (Madde 122), Kişilerin huzur ve sükununu bozma (Madde 123), Hakaret veya sövme (Madde 125), Haberleşmenin gizliliğini ihlal (Madde 132) (Özel yaşamını izlenmesi ve kişinin iletişimine müdahale edilerek içeriğinin alay konusu edilmesi halinde), Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması (Madde 133), Özel hayatın gizliliğinin ihlali (Madde 134), Kişisel verilerin kaydedilmesi (Madde 135), Verileri Yok Etmeme (Madde 138) gibi bir çok ceza kanunu maddesi kapsamına girecek türden siber zorbalık fiilinin oluşabileceğini söylemek mümkün.
Siber zorbalığa karşı en kolay uygulanabilecek yol Bilişim Teknolojileri Kurumu’na ait olan ALO 166 nolu İnternet Bilgi İhbar Hattı’nı arayıp nasıl bir durumla karşı karşıya olunduğunu bildirmek. Bu hat aranarak karakol veya savcılıklara nasıl ulaşılacağı konusunda da yönlendirme alınabilir. Bunun dışında doğrudan karakollara veya Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunarak da suç içeren siber zorbalık fiilleri bildirilebilir.
Bir örnek üzerinden anlatmak gerekirse biri sosyal medya platformu üzerinden sizi tehdit ettiğinde en yakın karakola veya Cumhuriyet Başsavcılığı’na doğrudan başvuruda bulunarak şikayetçi olabilirsiniz. Şikayet için yaşananların kısa özetini içeren bir şikayet dilekçesi hazırlamalı ve bu dilekçenin ekinde siber zorbalığı kanıtlayan deliller sunulmalı. Bu deliller ekran görüntüleri ve URL (tarayıcınızda bulunan, site adresinin belirtildiği çubukta yer alan bilgi – www.zorbaligiengelle.org gibi) adreslerinin çıktıları olabilir. Ayrıca bu kişiye karşı yine Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan veya Aile Mahkemesi’nden 6284 sayılı kanun kapsamında uzaklaştırma tedbiri alabilirsiniz. Kişilik haklarınızın siber zorbalık nedeniyle etkilendiği durumlarda da Asliye Hukuk Mahkemesi’nden tazminat davası açmanız veya Sulh Ceza Mahkemesi üzerinden kişilik haklarına aykırı paylaşımlara erişimin engellenmesini talep etmeniz mümkün.
Zorbalık fillinin ekran görüntülerini anında almak, yazışma ya da görüntülerin sonradan silinme ihtimaline karşı atılabilecek en iyi adımdır. Savcılığa başvurulduğunda resen IP adresi incelemesi yapılmaktadır. Elinizde ekran görüntüsü veya paylaşımın URL adresi gibi bir delil olmadığı durumda da paylaşımı gören başka insanlar varsa onların tanıklığına da başvurularak sonuç alınabilir.
15 yaşından büyük gençlerin mağdur oldukları suçlarla ilgili olarak şikayet hakkı mevcuttur. 12-15 yaş aralığındaki çocukların ise şikayet hakkını kullanabilmesi bakımından ayırt etme gücünün yetip yetmediğine dair bir rapor alındıktan sonra onların da velileri olmadan şikayetçi olabilmeleri mümkündür.
Bir fiili işlediği sırada 12 yaşından küçük olan çocukların cezai sorumluluğu yoktur. Yani bunlara herhangi bir şekilde ceza kovuşturması yapılmıyor. Ancak bunlar suça sürüklenen çocuklar olduğundan bunlara çocuklara özgü güvenlik tedbirleri yaptırımları uygulanıyor. Danışmanlık tedbiri, sağlık tedbiri gibi…
12-15 yaş aralığındaki çocukların tıpkı suçun mağduru oldukları durumdaki gibi yine ayırt etme gücüne sahip olup olmadıkları işledikleri suçun sonuçlarını algılayıp algılayamadıklarına bakılarak, algıladıkları takdirde cezai sorumluluklarının olduğuna karar veriliyor.
15-18 yaş aralığındaki çocuklara ise cezai yaptırımlar indirimli olarak uygulanıyor.
Bu hesaplara erişimlerin engellenmesi için Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne başvurular yapılıyor. Şikayete tabi suçlarda mağdurun şikayetçi olmasıyla birlikte, diğer suçlarda ise resen soruşturma süreci başlamış oluyor.
Bunun için öngörülmüş özel bir şikayet mercii yok. Yukarıda bahsi geçen İnternet Bilgi İhbar Hattı (ALO 166) dışında süreç tüm suçlar için geçerli olan karakol ve savcılık yoluyla işliyor.
TCK 125 kapsamına giren her türlü hakaret içeriğine yaptırım uygulanıyor.
Bu hesapları öncelikle hesabın açıldığı platforma şikayet etmek gerekiyor. Twitter, Facebook gibi platformlar bu şikayetleri dikkate alarak sahte ve taklit hesapları kaldırıyor. Bir başkasına ait fotoğraflar rızası ile çekilmiş olsa dahi rızası olmadan paylaşılması veya başkasına ait fotoğrafların ona aitmiş gibi gösterilerek internet ortamında yayılması suç teşkil ediyor. Bunlar için de yine savcılık yoluyla özel hayatın gizliliğini ihlal suçu , kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme gibi suçların şikayet edilmesi gerekiyor.
Bunun önüne geçebilecek olan düzenleme TCK 107’de yer alan “şantaj” suçuna ilişkin düzenlemedir. Bu düzenlemeye baktığımızda şantaj suçunun şikayete de tabi olmadığını ve bir yıldan üç yıla kadar hapis ve 5000 güne kadar adli para cezası şeklinde ciddi bir yaptırımı olan bir düzenleme olduğunu görüyoruz.
Özel olarak internete ilişkin bir koruma yok. Genel koruyucu hükümler internet ortamında da çocukları korumak için geçerli. Örneğin:
Çocuk Hakları Sözleşmesi Madde 16
Hiçbir çocuğun özel yaşamına, konut ve iletişimine keyfi ya da haksız bir biçimde müdahale yapılamayacağı gibi, onur ve itibarına da haksız olarak saldırılamaz. Çocuğun bu tür müdahale ve saldırılara karşı yasa tarafından korunmaya hakkı vardır.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu; kişisel verileri kısmen veya tamamen otomatik olarak işleyen ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla işleyen gerçek ve tüzel kişiler hakkında uygulanır. Çocukların kişisel bilgileri ve resimlerinin iletildiği eğitim kurumları bu kapsamda veri işleyen sıfatına sahip olabilir. Bu kurumların çocukların kişisel bilgilerini ve resimlerini hukuka aykırı bir şekilde paylaşması 6698 sayılı kanuna aykırıdır.
Ülkemizde çocukların sosyal medyada fotoğraflarının paylaşımına ilişkin 07.03.2017 Tarihli bir MEB Genelgesi yayımlandı. Burada özellikle okulların sosyal medyada çocukların fotoğraflarını paylaşmalarına dikkat çekildi. Bu genelgeye göre; özetle öğrencilerin her türlü görüntüsünü sosyal medyada hukuka aykırı şekilde paylaşanlar hakkında yasal işlemler yapılacaktır. Bu genelgeden sonra bazı okullar, öğrencilerin faaliyet resimlerini paylaştıkları kapalı gruplar için velilerden yazılı izin alma yoluna gitmiştir.
Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesi’nde ülkelerin maddi ceza hukuklarında suç olarak kabul etmeleri gereken konular sayılmıştır. Bu konular; yasadışı erişim (2. madde), yasadışı araya grime (3. madde), verilere müdahale (4. madde), sisteme müdahale (5. madde), cihazların kötüye kullanımı (6. madde), bilgisayarlarla bağlantılı sahtecilik (7. madde), bilgisayarla bağlantılı dolandırıcılık (8. madde), çocuk pornografisi ile bağlantılı suçlar (9. madde) ve telif hakkı ve bununla bağlantılı hakların ihlaline ilişkin suçlar (10.madde) olarak sayılmıştır. Burada sayılan suçlar incelendiğinde bunların da sanal zorbalığı kapsadığını görüyoruz.
Aslında siber zorbalığa karşı hukuki korumadan da daha etkili olan ailelerin ve çocukların bu konuda bilinçlendirilmesi. Başkalarıyla sesli veya yazılı iletişime geçebileceği uygulamaların çocuklar için uygun olmadığını ebeveynlerin anlatması bu platformlar kullanılacaksa da ebeveynlerin kontrolünde kullanılması. Normal hayatta, çocuklar sokakta nasıl ki tanımadığı insanlarla konuşmaması gerektiğini biliyorsa internetin de farklı olmadığını anlamalılar. İnternet ortamında, bir şekilde kendisiyle iletişime geçmeyi başaran birisi olursa hiç yanıt vermeden durumu ailesiyle paylaşması gerektiğini çocukların öğrenmesi gerekiyor.
Ayrıca aile filtreleri ve güvenlik yazılımları kullanarak korku, şiddet, müstehcen içerikleri filtrelemeleri de gerekiyor. Bunun dışında da ailelerin kendilerinin böyle durumlarda nasıl bir hukuki yardım alabileceklerini öğrenmeleri ve çocuklarına da öğretmeleri gerekiyor. Hukuk yolları sadece nasıl kullanacağınızı bildiğinizde işinize yarar.
Siber zorbalığın bir şaka olmadığını bunun çok ağır hukuki sonuçlarının olabileceğini hapis cezası gibi ağır yaptırımlara maruz kalabileceklerini bilerek hareket etmeleri gerektiğini anlamaları lazım.
Öncelikle içerik sağlayıcısına, ulaşamaması halinde ise yer sağlayıcısına başvurabilir ve uyarı yöntemi kapsamında ihlale konu içeriğin yayından kaldırılmasını isteyebilir. Bunun yanında, Facebook, Instagram, Twitter vs. gibi günümüzde aktif olarak kullanılan sosyal platformlarda, gerek kullanıcı hesapları ile ilgili gerekse de içerikle ilgili “şikayet et” butonu yer almaktadır. Adınıza açılan sahte hesabı siz ve sosyal medyadaki arkadaşlarınız “şikayet et” butonu aracılığı ile ilgili hesabı ilgili platformdan kaldırtabilirsiniz. Kişilik hakkı ihlal edilen kişinin talebi, içerik ve/veya yer sağlayıcısı tarafından en geç 24 saat içerisinde cevaplandırılmaktadır.
İçerik ve yer sağlayıcılarına yapılan başvuruların sonuçsuz kalması halinde kişilik haklarınızın ihlal edildiği gerekçesiyle en yakın Sulh Ceza Hakimliğine başvurarak, 5651 sayılı Kanun uyarınca dilekçenizde belirteceğiniz URL/AlanAdı/IP adresine/adreslerine erişimin engellenmesini talep etmeniz gerekmektedir. Sulh Ceza Hakimliği yapılan başvuruyu en geç 24 saat içinde duruşma yapılmaksızın karara bağlar. Hakimlik, kişilik hakkı ihlalini tespit etmesi halinde, ihlale konu içeriğin URL/Alan Adı/ IP adresine erişimin engellenmesi kararı verir.
6518 Sayılı Kanunun 9/A maddesinde ise “ özel hayatın gizliliği nedeniyle erişimin engellenmesi yolu” düzenlenmiştir. İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliği ihlal edilen kişiler, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na doğrudan başvurarak içeriğin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını talep edebilmektedirler. Bu talep üzerine BTK’nın tedbiren vereceği erişimin engellenmesi karar gereği için Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne gönderilmektedir. Talep edenin tedbiri kararını 24 saat içerisinde hakim onayına sunması gerekir. Aksi halde tedbiren verilmiş karar kendiliğinden kalkar ve erişime engellenmiş adres/ adresler tekrar erişime açılır.